Artık demir almak vakti gelmişse zamandan, Nemrut'a bir gemi kalkar bu limandan!

Nemruut! Sen neymişsin Nemrut!

Ne canlar yakmışsın öyle sen.

"Çok nemrut insan" diyoruz bak artık biri için kötü konuşurken, kötü bir sıfat olmuşsun sen Nemrut. Yakar mısın genç aşıkların canını sen öyle... Oh olsun!

Urfa'yı derin bir uyku ile geçirilen gecenin ve sabah yapılan hızlı bir kahvaltının ardından terk etme zamanı gelmişti. Adıyaman'ın yolları bizi bekliyordu artık ve en önemlisi Komagene Krallığı bizi bekliyordu. Komagene hakkında yazacaklarımı oldukça ilgi ile okuyacağınızdan eminim çünkü gezi sırasında çok ilginç şeyler anlatıldı.

Ama önce Atatürk Barajı'na kısa bir ziyaret yapıyoruz.

Hayatımda çok fazla baraj gördüğümü söyleyebilirim ama Atatürk Barajı gibi heybetlisini az görmüşümdür. Zaten Gap içindeki en önemli projelerden biri olarak geçiyor.

Barajın inşası 1983 yılında başlamış ve 1992 yılında işletmeye açılmış Fırat Nehri üzerine kurulu olup 8 türbine sahiptir ve yüksekliği 169 metredir. Dolgu hacmi bakımından dünyanın en büyük 6. büyük barajı durumundadır. Hidroelektrik Santralı da, dünyada halen yapımı sürenler arasında 3., inşa edilmiş olanlar arasında da 5. en büyük santraldır. Aynı zamanda Avrupa'nın ve Türkiye'nin en büyük barajıdır.

(kaynak: wikipedia. org)

Gerçekten de tüyler ürperten bir heybeti vardı, sanırım mevsim itibariyle tüm setleri kapalı idi çünkü daha önce ziyaret edenler o setlerin açık olduğu zamanda gelmişler ve suyun gürül gürül akşının kendilerini ne kadar heyecanlandırdığını anlatıyorlardı, bize nasip değilmiş, ancak balıklarını görebildik sürü ile.

Baraj ile ilgili ben pek foto çekmemişim ( kırmızı surat). Baraj meraklısı erkek kardeşim için oldukça uzun bir video çektim sadece. Bir tane fotoğrafım var onda da baraj değil ben biraz önplanda kalmışım ( tekrar kırmızı surat ) , onu paylaşmak istemedim ancak turdakilerden elime ulaşan olunca hemen o fotoğrafı ekleyeceğim, şimdilik internetten bulduğum bu fotoğraf ile idare edin :)

Evet yavaş yavaş Nemrut'a yol alıyoruz.

Komagene Krallığı bekle bizi geliyoruz. Üç kulhu bir elham okumaya :) Mezarların varmış ya hani Nemrut Dağı'nın tepesinde.